Kentsel Çözümler 3 - Dere Yatakları

Dere yatakları veya yanlarında ev yapmak, deniz kenarlarından da daha tehlikelidir.


Derelerin akış ivmesi ( gücü ) zemin mekaniği ve akışkanlar mekaniği açısından hesaplanması çok zor bir durumdur.

Deprem veya sel öyle şiddetli bir ivme ile gelir ki derenin gücüne dayanacak bina tasarlamamız imkansıza yakın bir durumdur.

Belki deniz kenarındaki binayı zemin sıvılaşması veya başka yönüyle geoteknik ve statik açıdan hesaplayabiliriz. Tasarımcı İnşaat Mühendisleri , mimarlar ve mühendisler olarak , deniz kenarında katlı binada tasarlayabiliriz.

Ama dere kenarlarını hesaplamak, tasarlamak inşaat mühendisliği ; zemin mekaniği , akışkanlar mekaniği, geoteknik açısından imkansıza yakın bir durumdur.

Ortada öyle bir şiddet oluşuyor ki, bir binayı o şiddete karşı tasarlamak çok, çok büyük maliyetler getirir.

Şehirleri tasarlarken özellikle dere yataklarından uzaklarda yerleşim tasarlamalıyız.

Dere yataklarını sadece yol ve yol gösterici olarak kullanabiliriz.

Şehirleri planlarken veya şehir üzerinde bazı düzenlemeler yaparken , 

Dere yatağını daraltmayalım.

Taşkın yatağını imara, yerleşime ve yapılaşmaya açmayalım.

Dere akış yönüne set çekmeyelim.

Dere akış yönünü değiştirmeyelim.

Dereleri dar menfezlere hapsetmeyelim.

Buradan DSİ, İSU , İSKİ, ASKİ vb. kuruluşlarda ki arkadaşlara, meslektaşlarımıza da seslenmiş olalım.

Hesaplanamaz bu durumlar yarın deprem veya seller bize acı faturalar getiriyor.

Dere yataklarıyla oynarken, daraltırken birde dere yataklarını ve kenarlarını komple betonlaştırıyoruz .

Burada yaşayan balık, bitki vb. tüm canlıların yaşam haklarını da ellerinden alıyoruz.

Bir günde doğa gelip, intikamını bizden toptan alıyor.

Nahl, 15 : “Allah, sizi sarsmaması için yeryüzüne sağlam, sarsılmaz dağlar çaktı; yolunuzu bulabilmeniz için de ırmaklar ve yollar açtı.”


İslam’a inanmasak da, Allah’a inanıyoruz.

Ateist olanlar içinde onlar bilirler ki doğa, tabiat bir gün intikamını alır.


Doğadaki diğer canlıları da düşünerek yeryüzüne dokunmak ve yaşam kurmak dileği ile.